"Sigara“ Kanserlerde En Önemli Risk Faktörü

“Sigara” Kanserlerde En Ehemmiyetli Riziko Faktörü

Türk ve ecnebi bilgi kullanmakta olanları dokunmabana tedavisinde kâr gelişimleri tartıştı

“ASCO Direct Highlight of GU 2017 Toplantısı” Ankara’da yapıldı

Prof. Dr. Levent Türkeri, “Sigara; prostat, sidik torbası ve akciğer kanserinde bulunduğu üzere böbrek kanseri düşüncesince de en ehemmiyetli riziko faktörü”

Prof. Dr. Christopher P. Evans, “Kanserli hastaların gereksinimlerine yönelik, onlara has kişiselleştirilmiş tedaviler uygulamamız gerekir”

Prof. Dr. Sümer Baltacı, “Mesane tümörü, baylarda bayanlara mucibince 3 büküm henüz yoğun görülüyor”

ANKARA – Son senelerde özelikle sigaraya değgin şekilde tanıdık prostat, böbrek ve sidik torbası üzere dokunmabana türleri ve otama şekilleri Türk ve ecnebi bilgi şahısların katılımıyla Ankara’da masaya yatırıldı.

Amerikan Klinik Onkoloji Derneği ve Üroonkoloji Derneği teşrikimesai ile “ASCO Direct Highlight of GU 2017 Toplantısı” Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantı kapsamında Türk ve ecnebi bilgi insanları, en yoğun tanıdık dokunmabana türlerinden prostat, böbrek, sidik torbası ve husye kanserine değgin bilgiler verdi.

Toplantıda, tıpta ve kanserde kişiselleştirilmiş tanı, otama ve izleme mevzularına değgin bilgilendirmelerde mevcut ABD Birleşik Devletleri UC Davis Kanser Merkezi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Christopher P. Evans, “Son 40 yılda dokunmabana tedavisi bahis konusu olduğunda yaptığımız umumi ortak infaz var. Kanserli ortak hastalanmış yahut bire ortak dokunmabana tipine eş olana bire ortak otama uygulanıyor. Bu hastalardan birileri cevap verirken birileri rastgele ortak cevap vermiyor ve taraf bulaşık gelişebiliyor. Dolayısıyla hakeza ortak gidiş olduğunda tedaviye cevap vermeyen ve taraf bulaşık gelişen hastaların kılıç ahir otama evresinin ne olduğuna değişmeyen vermemiz gerekiyor. Dolayısıyla burada geçerli tedavilerin baş döndürücü henüz değişmez ortak bir duruma getirilmesi gerekiyor. Çok henüz akilane ortak otama infaz kılmak gerekiyor” niteleyerek konuştu.

“Kişiselleştirilmiş Tedaviler Uygulamamız Gerekir”

Kanserli hastaların gereksinimlerine yönelik, onlara has “kişiselleştirilmiş” tedavilerin uygulanması gerektiğine aksan eden Prof. Dr. Evans, “Prostat kanseri bulunan dü kişiyi ele alalım; rastgele ortak dü ad de değişik erat bulunduğu düşüncesince kestanecik kanserinin tutum biçimi ayrımlılık gösterecek, otama bire ortak biçimde bulaşık etmeyecektir. Dolayısıyla bu noktadaki farklılıkları anlamamız ve kanserli hastaların gereksinimlerine yönelik, onlara has kişiselleştirilmiş tedavileri uygulamamız gerekir. Bu noktada ehemmiyetli bulunan infaz genon testlerini yapmak ve kanserli bulunan genleri belirleme ederek onlarla ilişik icraat yapmaktır” değerlendirmesini yaptı.

“Yılda 2 Bin 400 Cerrahi Ameliyat Gerçekleştiriyoruz”

Almanya Martini Klinik Prostat Kanseri Merkezi’den Prof. Dr. Derya Tilki de, kestanecik kanserinde geçerli otama şekillerinden bulunan robotik cerrahi ve bariz cerrahi dair lokma tatlısı icra ettiği toplantıda, kestanecik kanserinin tedavisinde tahsil edilen sonuçların, nerede yapıldığına mucibince 9 büküm ayrımlılık gösterdiğini söyledi. Robotik yahut bariz kestanecik cerrahilerindeki tahsil edilen değerli sonuçların bu operasyonun cereyan kılmak namına baş döndürücü değgin bulunduğunu tamlayan Prof. Dr. Derya Tilki, “Almanya’da benim çalıştığım tarz kestanecik cerrahisi dair dünyanın en değerli merkezi. Yılda 2 bin 400 cerrahi ameliyat gerçekleştiriyoruz. Bunların yüzdelik 60’ı robotik cerrahi ile yüzdelik 40’ı ise bariz cerrahi yöntemi ile gerçekleştiriliyor. Böyle ortak durumun bulunmasına karşı hala kökten prostitoktomilerin bir çok aşırı Almanya’da bambaşka merkezler kabilinden gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla kestanecik kanseri tedavisinde merkezileşmenin artmasına gerekseme var” ifadelerini kullandı.

“24 Bin Hastalanmış Üstünde Kökten Prostitoktomi Uygudandı”

1992 yılından itibaren bugüne genişliğinde 24 bin hastalanmış üstünde kökten prostitoktomi uygulanmış bulunduğu bilgisini sağlayan Derya Tilki, bu çalışmaların neticelerini derledikleri ortak data tabanı bulunduğu kaydetti. Prof. Dr. Tilki, konuşmasında şunları söyledi:

“Bu data tabanında yaptığımız kontrolleri robotik ve bariz cerrahi neticelerini muvazene kılmak neredeyse da kullanıyoruz. Robotik cerrahi ile bariz cerrahiyi karşılaştırdığımızda onkolojik neticeler itibarıyla ortak ayırt görünmüyor. Fonksiyonel neticeler açısından baktığımızda ise bu cerrahi operasyonun risklerinden bulunan hacet kaçırma açısından neticeler faklılık gösteriyor. Son şekilde şurası tabir kılmak istiyorum. Bu bahsettiğim arka devir bulunan verilerden yola çıkılarak meydana getirilen tetkikat ve bu operasyonlarda başarının cerraha baş döndürücü değgin bulunduğunu düşünürsek bu mevzuda henüz ortak tomar emek vermek yapılmasına ve henüz ortak tomar veriye ulaşmaya ihtiyacımız var. Bu muvaffakiyet düşüncesince ehemmiyetli kriterinden birisi kâr ölçümlerin akilane yapılması. Sonuç ölçümü düşüncesince de bahsettiğim data tabanın baş döndürücü çelimli bulunmasına gerekseme var.”

“Sigara; Prostat, Mesane, Akciğer Kanserinde Bulunduğu Üzere Böbrek Kanseri Düşüncesince De En Ehemmiyetli Riziko Faktörü”

Toplantıda böbrek kanserine değgin lokma tatlısı meydana getiren Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Acıbadem Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Türkeri ise sigaranın böbrek kanserine hastalık bulunan en ehemmiyetli riziko faktörlerinden biri bulunduğunu aktardı. “Böbrek kanseri devletimizde iyice münteşir tanıdık ortak kanser, eskisine mucibince henüz yoğun görüyoruz” diyen Prof. Dr. Türkeri, “Ülkemiz eksiksiz dünyada ortak özelliğiyle biliniyor. Yurt dışına gittiğinizde her insanın doğrudan söyleyeceği şeylerden ortak tanesi ‘sizin ülkenizde baş döndürücü sigara içiliyor değil mi’ oluyor. Sigara; prostat, mesane, akciğer kanserinde bulunduğu üzere böbrek kanseri düşüncesince de en ehemmiyetli riziko faktörü. Maalesef bizim devletimizde baş döndürücü münteşir ortak biçimde sigara içiliyor. Bunun farkındayım, ağır ortak alışmışlık bulunduğunun farkındayım. Bırakılmasının güç bulunduğunun farkındayım ancak aradaki bağlanak o genişliğinde bariz ki bu mevzuyu baş döndürücü kupkuru şekilde aktarma kılmak lazım” halinde konuştu.

“Erken Ortak Teşhis Mümkünse, Hastalıktan Yüzdelik 100 Yavrulamak Da Mümkün”

Böbrek kanserinde er tanının önemine ilgi çekici Türkeri, “Bütün baki dokunmabana türlerinde bulunduğu üzere böbrek kanserinde de şayet er ortak teşhis mümkünse hastalıktan yüzdelik 100 yavrulamak da mümkün. Bu değişik henüz baş döndürücü belkili olmaya başladı. Çünkü özelikle ultrasonografi dediğimiz ortak yöntem, teşhis yöntemi sert baş döndürücü rahatsızlığı değerlendirirken münteşir şekilde kullanılmaktadır ve hasbelkader sert baş döndürücü böbrek kanseri de bu tam yakalanılıyor. Ultrason bambaşka ortak amaçla yapılırken hasbelkader böbrek kanserini de görüyoruz. Genellikle bu biçimde teşhis koyar bir duruma geldik. Elbette tek yakınma yapmamış bu yüzden de baş döndürücü encam etaba mevrut muhtemelen ortak inkişaf noktasının ötesine önceki halde de rahatsızlığı gördüğümüz olmaktadır ancak baş döndürücü şükür değişik hakeza henüz er etaplarda yakalar bir duruma geldik. Erken etaplarda yakalandığında ağız ağıza otama kılmak mümkün” ifadelerine toprak verdi.

“Mesane Tümörü Baylarda Bayanlara Mucibince 3 Birçok Yöresinde Henüz Yoğun Görülüyor”

Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sümer Baltacı da sidik torbası kanseri hakkında gerçekleştirdiği sunumunda şu cümlelere toprak verdi:

“Üroogenetal faktörlerle ilişik en ehemmiyetli riziko faktörümüz; sigara ancak sigaranın en ortak tomar riziko faktörü şekilde sayılabileceği anne ur de sidik torbası tümörü olsa gerek. Mesane tümörü kâffesi dünyaya baktığımızda da baylarda bayanlara mucibince 3 büküm yöresinde henüz yoğun görülüyor. Erkeklerde gine dünyaya bakmış olduğunuzda yedinci ve sekizinci sıklıkta tanıdık ortak dokunmabana bulunmasına karşı bizim yurdumuzdaki baylarda ise kelime sıklığı hesabına üçüncü tam tanıdık ortak kanser. Bunun sebebi daima söylenen sigaranın da sidik torbası kanserinde en ehemmiyetli riziko faktörü olmasından kaynaklanıyor. Hepimiz devletimizde akciğer kanserinin sigaraya değgin bulunduğunu biliriz ancak asal itibarı ile sidik torbası kanserinin de en ehemmiyetli riziko faktörünün sigara bulunduğunu tamamımız bilmiyoruz. O sebeple sigaranın bırakılması ayrıca tek başlanmaması esasta sidik torbası kanserinin koruyan tabiplik hesabına en ehemmiyetli noktalardan birisi. Mesane kanseri ile ilişik şikayetlere baktığımızda ise hastalar genellikle bizlere idrarlarındaki nezif dolayısıyla geliyorlar ancak bunu bazı bazı hastalanmış tabir ediyor, bazı bazı de doktor arkadaşlarımızın hacet tetkiklerinin mikroskobik analizinde de görebiliyoruz. Dolayısıyla er teşhis açısından bu mikroskobik dediğimiz hacet tetkiklerinde görünen kanamalar da tanıya iletmek hesabına bizim açımızdan kâr basamak önemli.”

Türkiye’de ön yol Üroonkoloji Derneği kabilinden meydana gelen toplantıya Üroonkoloji Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Sözen başkanlıklık yaparken, ABD Birleşik Devletleri UC Davis Kanser Merkezi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Christopher P. Evans, Almanya Martini Klinik Prostat Kanseri Merkezi’nden Prof. Dr. Derya Tilki, Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi bire ortak sürede Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sümer Baltacı, Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve bire ortak sürede Acıbadem Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Türkeri katıldı.