Minimal İnvaziv Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bilen: "Erkeklerin korkulu rüyası prostat kanserinde, tanı eziyeti sona erdi. Prostat kanseri tanı ve tedavisinde devrim yaratan üç boyutlu yarı robotik füzyon biyopsi uygulaması artık Türkiye'de de uygulanıyor"
Minimal İnvaziv Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, erkeklerin korkulu rüyası prostat kanserinde tanı eziyetinin sona erdiğini belirterek, "Günümüzde prostat kanseri erken evrede yakalandığında ve doğru tedavi uygulandığında başarı oranı yüzde 90'ların üzerine çıkmaktadır" dedi.
Minimal İnvaziv Üroloji Derneği tarafından, bu yıl dördüncüsü düzenlenen "Ulusal Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi", Turizm Bölgesi Belek'te bir otelde yapıldı.
Çok sayıda Türk ve yabancı bilim adamının katıldığı kongrede, sağlık alanındaki yeni gelişmeler paylaşıldı, yeni teknolojiler ve bilimsel gelişmeler ışığında tartışmalar gerçekleştirildi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi de Minimal İnvaziv Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sağlık sistemi içerisinde her şeyin market anlayışına sahip olduğunu, sağlığın da bir anlamda market olarak sunulduğunu söyledi.
Dolayısıyla minimal invaziv cerrahinin insanlara yanlış olarak sunulmamasının en önemli önceliklerinden olduğunu anlatan Bilen, minimal invaziv cerrahinin insanlara az hasar verdiğini, ancak, en iyi, en güzel sonuçlara sahip sistem olmadığını dile getirdi.
Prostat kanserinin tanı ve tedavisine de değinen Bilen, prostat kanserinin MR yöntemiyle geliştirilen tekniklerle en azından en kötülerini artık görebilmeyi başardıklarını söyledi.
Prof. Dr. Bilen, Şunları Kaydetti:
"Erkeklerin korkulu rüyası prostat kanserinde tanı eziyeti sona erdi. Prostat kanseri tanı ve tedavisinde devrim yaratan üç boyutlu yarı robotik füzyon biyopsi uygulaması artık Türkiye'de de uygulanıyor. Günümüzde prostat kanseri erken evrede yakalandığında ve doğru tedavi uygulandığında başarı oranı yüzde 90'ların üzerine çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar tarama yoluyla prostat kanserinden ölüm oranının yüzde 30 oranında azaldığını göstermiştir. Hastalığın erken teşhis edilmesi halinde tedavi başarısı artacaktır. Tanı anında kanser sadece prostatla sınırlı ise hastanın tamamen iyileşme şansı çok yüksektir."
"Prostat Babadan Oğula Geçiyor"
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sinan Sözen de prostatın önemli bir sağlık sorunu olduğunu, erkeklerde de en sık görülen kanser türü olduğunu anlattı.
Türkiye'de her 12 erkekten birinin, ABD'de ise her 7 erkekten birinin prostat kanseri olduğuna dikkati çeken Sözen, "Türkiye'de erkek popülasyonunda en sık görülen kanser halinde. Kansere bağlı ölümlerde ikinci sırada. Sadece Amerika'da 2012 yılında 30 bin kişi prostat kanserinden öldü. Böyle bir sağlık sorunu olunca kongrelerde ilk konularımız prostat kanseri oluyor" dedi.
Türkiye'nin prostat kanserinde riskli bir ülke olmadığını, ancak bu hastalığın babadan oğula geçtiğini dile getiren Sözen, "Magnetik Rezonans (MR) teknolojisindeki gelişmeler ve yenilikler, özellikle 3 Tesla denilen yüksek çözünürlükteki cihazların gelişmesiyle birlikte prostatın daha iyi değerlendirilebilmesi artık mümkün. MR ile elde edilen görüntülerde özellikle saldırgan kanser odakları yüksek oranda tespit edilebilmektedir" diye konuştu.
Biyopside kullanılan iğnenin sapma olmadan kanserli bölgeye yüksek doğrulukta ulaşmasının sağlandığına dikkati çeken Sözen, "Navigasyon özelliği kanserli bölgenin yerini gösteriyor. Bu teknoloji sayesinde doğru yerden parça alınması mümkün oluyor" ifadesini kullandı.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Doç. Dr. Ender Özden de böbrek naklinin cerrahinin çok farklı bir dalı olduğunu söyledi.
Amerika'da başarılı nakillerin 1954 yılında başladığına değinen Özden, "Canlıdan alınıp, yapılan nakillerle başladı. Tamamen sağlıklı birinin ameliyat edildiği başka bir yöntem yok. Dolayısıyla farklı bir kulvar. Dünyada açık nakillerle beraber 2012 yılından itibaren de kapalı yönetimin uygulanabilirliğiyle ilgili buna başlandı" dedi.
Haberin kaynağını görüntülemek için tıklayın.